Cinsellik; yaşamda önemli bir yönü ve yeri olan, sadece çocuk sahibi olmak için değil; kişilerin duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine ve hoş duygular yaşamalarına olanak sağlayan, kişilere zevk veren özel bir yaşantıdır.
Kişilerin cinsellik yaşantısında belli başlı bozulmalar yaşanabilmektedir. Bu bozulmalar kişilerde uzun zamandır var olabilmekte veya belli bir duruma bağlı olarak da gelişebilmektedir. Her iki durumda da bir uzmandan yardım almanız önerilmektedir.
Cinsel İşlev Bozukluğu en yalın haliyle; “Kişilerin cinsel ilişkiye; arzu ettikleri, istedikleri biçimde girememeleridir”. Cinsel işlev bozuklarının bazı türleri bulunmaktadır. Bunlardan en sık görülenleri;
1) Azalmış Cinsel İstek Bozukluğu: Her iki cinsiyette de görülebilmektedir. Kişilerin yaşı ve yaşam koşulları dikkate alınarak, cinsel etkinlik veya cinsel fantezide bulunma isteğinin sürekli ya da tekrarlayıcı olarak hiç olmaması veya çok az olmasıdır. Bu bozukluk; eş ile uyumsuzluk, eşi çekici bulmama, kişinin cinsel travma ve şiddet yaşaması, depresyon gibi nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.
2) Cinsellikten Tiksinme Bozukluğu: Cinsel tiksinti bozukluğu, kalıcı veya tekrarlayıcı olarak eş ile genital cinsel ilişki kurmaktan tiksinti duyma ve bu durumdan kaçma olarak tanımlanmaktadır. Bu bozukluğa sahip kişiler genellikle cinsellik ile ilgili “iğrenç”, “fobi” kelimelerini kullanmaktadır.
3) Cinsel Uyarılma Bozukluğu: Bu bozukluğa kadınlarda, “Kadında Cinsel Uyarılma Bozukluğu” erkeklerde ise “Erkekte Sertleşme Bozukluğu” denilmektedir. Performans kaygısı cinsel uyarılma bozukluklarının başlıca nedenidir.
Kadında Cinsel Uyarılma Bozukluğu: Kadında cinsel uyarılma bozukluğu, sürekli ya da tekrarlayıcı bir şekilde, cinsel uyarılmayla yeterli bir ıslanma-kabarma tepkisi sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitinceye kadar bunu sürdürememedir.
Erkekte Sertleşme Bozukluğu: Sürekli ya da tekrarlayıcı olarak, yeterli bir ereksiyon sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene kadar bunu sürdürememedir.
4) Orgazm Bozuklukları: Kadın ve Erkekte görülebilmektedir. Kadınlarda olan orgazm bozukluğu, kadın uyarıldıktan sonra orgazmın sürekli olarak gecikmesi ya da hiç orgazm olmama şeklinde görülmektedir. Kadın orgazm bozukluğunda temel neden çoğunlukla cinselliği bastırmaktır. Erkeklerde olan orgazm bozukluğu ise, cinsel uyarılma gerçekleştikten sonra sürekli olarak orgazmın gecikmesi ya da hiç orgazm olamamadır. Erkeklerdeki orgazm bozukluğu geç boşalma, zevk alamadan boşalma veya doyum sağlayamama olarak 3 farklı şekilde ortaya çıkmaktadır.
5) Erken Boşalma: Erkeklerde görülen bir orgazm bozukluğudur. Kişide sürekli olarak çok az bir cinsel uyarılmayla kişi istemeden, vajinaya girmeden önce, vajinaya girer girmez ya da girdikten hemen sonra boşalma olmasıdır. Kişi çok hızlı orgazm olmakta ve boşalma üzerinde kontrol sahibi olamamaktadır. Erken Boşalma erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluğudur. Öyle ki kişide ve partnerinde cinsel isteksizliğe, yoğun çatışmalara, iletişim kuramamaya, evli bireylerde boşanmalara neden olabilmektedir.
6) Vajinismus: Vajinanın bazı dış kaslarında cinsel birleşmeyi engelleyecek şekilde, sürekli olarak istemsiz kasılmalar yaşanmasıdır. Bu istenmeyen kasılmalar jinekolojik muayenede ya da yalnızca cinsel birleşme esnasında görülmektedir ve cinsel birleşmeyi de jinekolojik muayeneyi de engellemektedir. Bazen partnerlerin zorlamasıyla cinsel birleşme gerçekleşmekte fakat bu birleşme oldukça ağrılı ve acılı olmaktadır. Vajinadaki bu kasılmaya; çoğunlukla tüm vücutta kasılma durumu, bacakları istemsizce kapatma, korku, kaçma, cinsel ilişkinin olmayacağı, yapamayacağı gibi yanlış inançlar da eşlik etmektedir. Vajinismus yaşayan kadınlar; ya hiç cinsel ilişkiye girmemiş olmakta ya da girdikleri cinsel birlikteliklerde yoğun ağrı ve acı yaşamış olmaları nedeniyle vajinismus olmaktadırlar. Vajinismus kadınlarda çok sık görülen bir cinsel işlev bozukluğudur. Öyle ki 10 kadından 2'sinde vajinismus görülmektedir. Vajinismus nedeniyle çiftlerde cinsel birleşme denemeleri zamanla azalmaktadır. Birleşme olmadan cinsellik yaşamaları nedeniyle tedaviye başlamaları gecikmektedir. Tedaviye başvurmalarında genellikle çocuk sahibi olma isteği ve aile baskıları neden olmaktadır. Vajinismus nedeniyle boşanmalar, yoğun tartışmalar sıklıkla görülmekte ve kadın, cinsel birliktelik yaşamamaktan ötürü kendini yetersiz, suçlu ve değersiz hissedebilmektedir. Bu durum kişide depresyon olasılığını da arttırmaktadır.
7) Cinsel İlişkide Ağrı Duyma Bozukluğu (Disparoni): Disparoni; erkekte ya da kadında cinsel ilişkiye, sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde eşlik eden genital ağrının olmasıdır. Kısa süreli ve geçici olan ağrılar disparoni olarak kabul edilmezler. Ağrı herhangi bir tıbbi nedene, vajinismusa veya genital ıslanmamaya bağlı değil psikolojiktir.